Prof.Dr. Abdulkadir Faruk HÖKENEK
1970 yılında İstanbul'da doğan Dr. Hökenek, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu.
Kalp ve Damar Cerrahisi eğitimini, İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda tamamladı. Bu süreçte, Prof. Dr. Ertan Onursal, Prof. Dr. Aydın Kargı, Prof. Dr. Enver Dayıoğlu, Prof. Dr. Emin Tireli ve Doç. Dr. Ufuk Alpagut gibi alanında uzman isimlerle çalışarak doğumsal ve erişkin kalp ameliyatları ile damar cerrahisi alanlarında deneyim kazandı.
Uzmanlık eğitiminin ardından, 2001 yılında İstanbul Memorial Hastanesi'nde Kalp ve Damar Cerrahisi departmanında göreve başladı. Burada Doç. Dr. Barbaros Kınoğlu başkanlığındaki ekipte aktif olarak erişkin ve doğumsal kalp cerrahisi ameliyatlarında yer aldı.
2003 yılında Medical Park Fatih Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ünitesi’nin kurulmasında görev aldı. Medical Park Fatih ve Medical Park Bahçelievler hastanelerinde 2013 yılına kadar 5000’den fazla açık kalp ameliyatı gerçekleştirdi. Özellikle koroner bypass, kapak değişimi ve onarımı, asendan aorta ve aort kökü cerrahisi, erişkin aort koarktasyonu tedavisi gibi alanlarda uzmanlaştı.
Deneyim


Hastalıklar
Kalp damar hastalıkları genellikle yaşla birlikte artan bir risk faktörüdür ve genetik faktörler, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları gibi etmenlerden etkilenebilir. Erken tanı ve tedavi, hastaların yaşam kalitesini yükseltmek ve yaşam sürelerini uzatmak için kritik önem taşır.
Sık Sorulan Sorular
Kalp damar cerrahisi hastalıklarıyla ilgili sıkça sorulan sorular.
Hipertansiyonun yönetimi öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri ile başlar. Tuz tüketimini sınırlamak, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek tansiyonu düşürmeye yardımcı olur. Gerektiğinde doktor tarafından reçete edilen ilaçlar kullanılmalı ve düzenli olarak kan basıncı ölçülmelidir. Sigara ve alkol tüketimi sınırlandırılmalı, stres seviyeleri kontrol altına alınmalıdır. Yüksek tansiyon, kalp krizi ve inme gibi ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinden erken teşhis ve tedavi önemlidir.
Kalp yetmezliği zamanla ilerleyerek kalbin kan pompalama kapasitesini daha da düşürebilir. Bu durum akciğerlerde sıvı birikmesine neden olarak nefes darlığı ve ödem oluşumuna yol açabilir. İleri evrelerde hastalar günlük aktivitelerini bile gerçekleştirmekte zorlanabilir ve yatakta dinlenirken bile nefes darlığı hissedebilirler. Tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür ve ölümcül sonuçlara neden olabilir. Erken teşhis, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile hastalık kontrol altına alınabilir.
Mitral kapak yetmezliği ilerledikçe kalp daha fazla çalışmak zorunda kalır ve bu durum kalp yetmezliğine yol açabilir. Hastalar zamanla nefes darlığı, çarpıntı ve bacaklarda şişlik gibi semptomlarla karşılaşabilir. Kalbin verimli çalışmasını engellediği için kan dolaşımı bozulur ve organlar yeterince oksijen alamaz. İleri evrelerde cerrahi müdahale gerekebilir. Erken teşhis ve düzenli kontroller, hastalığın ilerlemesini önlemek için büyük önem taşır.
Buerger hastalığında en önemli tedavi yöntemi sigaranın tamamen bırakılmasıdır. Sigara içmeye devam eden hastalarda hastalık hızla ilerler ve kangrene neden olabilir. Erken teşhis edildiğinde ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile semptomlar kontrol altına alınabilir. İleri evrelerde cerrahi müdahaleler, hatta ampütasyon gerekebilir. Bu nedenle sigarayı bırakmak, hastalığın seyrini değiştiren en önemli faktördür.
Kalp krizi geçiren birine ilk olarak sakin kalmasını sağlamak ve 112 Acil Servis'i aramak gerekir. Hastaya rahat nefes alabileceği bir pozisyon verilmelidir. Eğer bilinç açıksa bir aspirin çiğnemesi sağlanabilir, çünkü aspirin kanın pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olabilir. Hastanın yalnız bırakılmaması ve panik yapmaması için destek olunmalıdır. Kalp masajı ve suni teneffüs sadece bilinç kaybı ve nefes almama durumunda uygulanmalıdır.
Kalp krizi genellikle göğüs ağrısı, sol kola, çeneye veya sırta yayılan ağrı, nefes darlığı ve terleme ile kendini gösterir. Bazı hastalar mide bulantısı, baş dönmesi veya mide yanması benzeri şikayetler de yaşayabilir. Kadınlarda ve yaşlılarda belirtiler daha belirsiz olabilir ve yalnızca yorgunluk veya mide rahatsızlığı olarak ortaya çıkabilir. Ani ve şiddetli bir göğüs sıkışması durumunda zaman kaybetmeden acil servise başvurulmalıdır. Erken müdahale, kalp kası hasarını önlemek için kritik öneme sahiptir.
Kalp kapak hastalıkları genellikle ekokardiyografi ile teşhis edilir. Bu yöntem sayesinde kapakların hareketleri ve kan akışı detaylı bir şekilde incelenir. Elektrokardiyografi (EKG) ve göğüs röntgeni de teşhise yardımcı olabilir. Bazı durumlarda manyetik rezonans görüntüleme (MR) veya kalp kateterizasyonu gibi ileri tetkikler gerekebilir. Erken teşhis, kapak hastalıklarının ilerlemesini önlemek için kritik öneme sahiptir.
Aort anevrizmaları genellikle belirti vermez ve rutin kontroller sırasında tesadüfen tespit edilir. Ancak büyüdükçe göğüs veya sırt ağrısı, nefes darlığı ve ani tansiyon düşüklüğü gibi semptomlar görülebilir. Yırtılma riski taşıyan anevrizmalar acil müdahale gerektiren, hayati tehlike oluşturan durumlardır. Aile geçmişinde anevrizma öyküsü olanlar düzenli tarama testleri yaptırmalıdır. Erken teşhis sayesinde ilaç tedavisi veya cerrahi yöntemlerle anevrizma kontrol altına alınabilir.
Varisler hafif vakalarda yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Uzun süre ayakta kalmaktan kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve varis çorapları kullanmak semptomları hafifletebilir. Daha ileri vakalarda skleroterapi, lazer tedavisi veya cerrahi yöntemlerle varisli damarlar tedavi edilebilir. Kan dolaşımını artıran beslenme alışkanlıkları ve düzenli bacak hareketleri, varis oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Tedavi edilmediğinde bacaklarda ağrı, şişlik ve cilt yaralarına yol açabilir.
Hasta Yorumları
Sizlerden gelen hasta yorumları
Uzmanlık ve Deneyim
Prof. Dr. Faruk Hökenek’in uzmanlık alanlarını ve deneyimi.

Blog
Hasta Videoları

Bize Yazın
Görüş ve sorularınızı bize yazabilirsiniz.